|
Ağaçtan Öteye Yol
Hoca canından bezmiş. Her ağaca çıktığında, ayakkabılarını kaçırıyorlarmış. Bir gün yine ağaca çıkması gerekmiş. Ama bu kez ayakkabılarını kuşağına sokmuş. Yoldan geçenler merak içinde sormuşlar: - Hoca! ayakkabı ile ağaca çıkıldığı görülmüş mü hiç? Hoca bilmiş bilmiş gülüp, cevabı yapıştırmış: - Eee evlat! belli mi olur? Belki ağaçtan öteye yol bulurum.
Sünnet
Nasreddin Hoca'nın evine bir gün üç molla misafirliğe gelir. Üçü de birbirinden obur şeylermiş. Hoca ne yemek çıkarmışsa silip süpürmüşler. O kadar ki sahanlarda yemek bitince, bunu da "sünnettir" diye ekmekle iyice sıyırırlarmış. Bu sırada odaya Hoca'nın oğlu girmiş. Mollalar Hoca'yı memnun etmek için:
-Aman ne güzel çocuk...Adı ne bunun? diye sormuşlar.
Hoca: -Adı Farzdır, demiş.
Mollalar şaşırıp birbirlerine bakmışlar: -Bu ne biçim isim Hoca Efendi? demişler. Şimdiye kadar böyle bir isim hiç duymamıştık.
Hoca hemen taşı gediğine koymuş: -Ya, sünnet diyeyim de onu da mı yiyin?
Ölmemiş
Adamın biri ölmüş,yıkamaya getirmişler. Hoca kapıyı kapatmış,herkes beklemeye başlamış.Aradan 15 dakika geçmiş ses yok, yarım saat geçmiş ses yok,1saat geçmiş ses yok.İki saat sonra hoca kapıdan çıkmış.Merakla sormuşlar:
-Hocam ne oldu,iş neden bu kadar uzadı?
-Ne olacak adam öbür tarafa gitmemeğe ısrar etti. Ondan bu kadar uzadı.
Sordun Söyledik
Çok bilmiş komşusu Hocayı sınamaya kalkmış.- Hoca sen herşeyi bilirsin.- Söyle bana Dünya'nın merkezi neresidir? Hoca, adamın niyetini hemen anlamış: -Tam bulunduğun yerdir, diye yapıştırmış cevabı.- "Aman Hoca! Nasıl olur?" demiş adam. Hoca kızar gibi yapmış. Adam! Sordun, söyledik. İnanmazsan alır cetveli ölçersin.
Ye Kürküm Ye
Hoca, bir zengin konağına yemeğe davetliymiş.Kapıda bir uşak, herkesi saygı ile karşılıyormuş.Sıra Hoca'ya gelince, giyisilerini beğenmeyip içeri almamış.Buna fena içerleyen Hoca, evine koşup kürkünü giymiş.Döndüğünde, sofranın en güzel yerine kurulup, oturmuş.Herkesin şaşkın bakışları altında, kürkünü yemeklere sokup:"- Ye kürküm ye!", demiş."- Hoca, ne yapıyorsun!?", diye sormuşlar. Yanıt vermiş:- Eee! İkram bana değil kürke
Ya İçinde Ben Olsaydım
Hoca, bir sabah fırtına sesi ile uyanmış.Pencereden dışarı bakmış, ne görsün ?!Kuruması için ipe astıkları gömlek düşmüyor mu?!Başlamış bağırmaya:"Hatun kalk kurban kesmemiz lazım."Sabahın körü neye uğradığını şaşıran kadın telaşla sormuş:- Kurban nereden çıktı efendi.- Gömleğim, gömleğim ipten düştü.- Gömlek düştü diye kurban kesildiği nerede görülmüş?! - Deme öyle hatun, ya içinde ben olsaydım !!
Şimdi Kuşa Benzedin
Hoca yolda bir leylek bulmuş. Almış onu evine götürmüş. Daha önce hiç leylek görmemiş. Uzun gagası ve bacaklarını çok yadırgamış. Tutup bir güzel kesivermiş onları. Sonra da yüksekçe bir yere koymuş. Karşısına geçmiş. Yaptığı işten memnun, seslenmiş:- Bak şimdi kuşa benzedin.
Tövbe
Hoca, komşusu ile ağaç gölgesinde oturmuş, konuşuyorlarmış."- Bak şu Allah'ın işine!", demiş, Hoca.- Koca kabak, incecik ota bağlanmış. Küçücük elma, koskoca ağaca tutunmuş! Bu nasıl iştir?!Tam o sırada daldan bir elma kopmuş.Hoca'nın başına düşmüş.Hoca, şaşkın, ellerini göğe kaldırmış:"- Tövbe!, Bir daha işine karışmam!", demiş.
Sen de Haklısın
Nasreddin Hoca'nın kadılık (hakimlik) ettiği günlerde adamın biri yanına gelir. Adam,
komşusundan şikayetçidir. Derdini anlatır. Hoca, adamı güzelce dinledikten sonra:
- Haklısın! diyerek gönderir.
Biraz sonra adamın şikayetçi olduğu komşusu çıkagelir. O da az önce gelen komşusundan
şikayetçidir. Derdini anlatır, hakkının verilmesini ister.
Hoca onu da güzelce dinler. Sonra: - Haklısın! diyerek onu da yollar.
O sırada Hoca'nın yanına gelmiş bulunan ve konuşulanlara kulak misafiri olan karısı, bu işe şaşar.
Hocaya:
- İlahi Hoca Efendi! Sen ne biçim kadısın? Birbirinden şikayetçi olan iki adamın ikisi birden hiç
haklı olur mu? diye sorar.
Karısının bu sözleri üzerine Hoca, bir süre düşündükten sonra ona şöyle der:
- Hatun, sen de haklısın.
İçinde Ben de Vardım
Hoca bir gün arkadaşıyla konuşuyormuş arkadaşı demiş ki : -Ya hocam dün sizin evden bir ses çıktı. Bu neydi?. Hoca ise : -Hiç sadece hanımla biraz tartıştık kavuğum merdivenlerden yuvarlandı, demis. Arkadaşı : -Yahu hocam hiç kavuktan bu kadar ses çıkar mı?, demiş. Hoca : -Ya anlasana içinde bende vardım, demiş.
Ben Uyuyorum
Bir gün Nasreddin Hoca şehre gelip, bir arkadaşıyla birlikte handa kalmış. Gece yarısı arkadaşı sormuş :
-Hocam, uyudunuz mu?
-Buyurun bir şey mi var?
-Biraz borç para isteyeyim demiştim.
Nasreddin Hoca derhal horlamaya başlayıp:
-Ben uyuyorum! demiş.
Sığamadık
Nasreddin Hocanın bir gün karısı ölmüş. Bir ay sonra kocası ölmüş dul bir kadınla evlenmiş.Evlendiği kadın Hoca ya sürekli eski kocasını anlatıyormuş.Yine bir gün
yatakta kocasını anlatıyordu. İşte benim kocam şöyle yapardı,böyle yapardı...Hoca sinirlenmiş ve kadına bir tekme atmış ve kadın yere düşmüş.Kadın sormuş aman hoca niye attın beni. Hocanın da cevabı hazır: Ee yatakta bir sen yatıyorsun bir ben bide eski kocan
üçümüz sığamadık sende düştün..
Neuzubillah
Nasreddin Hoca'ya bir gün Timur:
-'Hoca Efendi' demiş. 'Bilirsin ki Abbasi halifelerinin her birinin Muvaffak Billah, Mütevekkil Aliullah, Mutasım Billah gibi adları olurdu. Ben de Abbasi halifesi olsaydım adım ne olurdu?
Hoca bir an düşünüp yanıtlamış:
'Ey dünyalar sultanı. Hiç kuşku etmeyin ki adınız Neuzubillah olurdu.'
Hoşt Beyim Hoşt
Bir gün Nasreddin Hoca bir köpeğin mescidin kapısına işediğini görmüş. Kovmak için öfkeyle hayvanın üstüne gidince köpek de hırlayarak ona gelecek olmuş.
Hoca hemen sesini tatlılaştırarak:
'Hoşt beyim hoşt!'demiş.
Çok Geziyor
Nasreddin Hoca' ya dert yanıyorlar:
-Yahu Hoca senin karı çok geziyor.
Hoca :
-Olur mu canım? O kadar gezse arada bir bizim eve de uğrar.
Ya Tutarsa
Hoca göl kenarında oturmuş. Elinde yoğurt kasesi. Göle maya çalıyormuş. Bunu gören komşusu şaşırıp sormuş: - Hoca Efendi hiç göl maya tutar mı ? - Tutmaz bilirim tutmaz. Ama! ya tutarsa !
Parayı Veren Düdüğü Çalar
Hoca birgün pazara gitmek için yola koyulmuş. Az sonra çocuklar önünü kesmiş. Hoca, bize pazardan düdük al diye bağrışmışlar. İçlerinden biri çıkıp, parasını uzatmış. Pazar dönüşü aynı çocuklar yine hocayı çevirmişler. Hoca, para veren çocuğa düdüğü uzatmış, tam ayrılıyormuş ki! Bütün çocuklar bağırmış; "Hani bana, hani bana". Hoca çocuklara dönüp:"- Parayı veren düdüğü çalar", demiş.
Evin Sahibiyim
Hoca, bir gece gürültüyle uyanmış. Bakmış, bir hırsız eşyaları topluyor. Adamdan korkmuş. Sesini çıkartmamış. Ama peşine de düşmüş. Az sonra, durumu fark eden hırsız, kızgınlıkla sormuş:- Beni neden takip ediyorsun bakayım? Hoca, sakin, pişkin yanıtlamış.- Taşıdığın evin sahibiyim de.
|
|